top of page

Emre Ede

Nasıl başladı?

2018-0129-Emre-Ede-014.jpg

Classcraft Ambassador 

classcraft-logo-png-transparent.png

Vividbooks Ambassador

VIVIDBOOKS_TEACHER.png

TEDx Speaker

tedx logo.png

Ne zaman öğretmen oldum bilmiyorum ama ilk ne zaman sınıfa girdim onu hatırlıyorum. Size onun hikayesinden başlayayım.

Üniversitede sanırım 5. yılımı doldurmak üzereydim. Artık bir delikanlı olarak ailemden para alarak bir takım şeyleri yapmak da gururuma dokunmaya başlayalı herhalde 4 sene falan olmuştu. Yanlış anlamayın, ailem hala beni destekliyordu ama “harçlığı çıkartmak” denilen tabir sanırım bu duruma tam uyuyor.

Üniversite öğrencisi olduğum yıllarda yapmadığım iş neredeyse yoktu. Kapı kapı dolaşıp el ilanı dağıttım, kongrelerde stand görevlisi oldum, bir keresinde Kadıköy’de bir barda kaçak barmenlik bile yapmıştım. Ancak bütün bu işler arasında bir öğrenci için en rahat yapılabilecek iş özel ders vermekti. Bir ya da iki özel ders ile haftalığımı çıkarttığımı hatırlarım. Tabii ki ders verecek öğrenci olduğu zamanlar. Bir ara oldukça popüler olduğum zamanlar da olmadı değil.

Neyse 5. sene diyorduk. 1998 mart ya da nisan ayında dershanede matematik öğretmenliği yapan bir arkadaşım beni arayıp “Dershanede çalışmak ister misin?” diye sorduğunda, maddi durumum çok da iyi değildi. Dolayısıyla hiç düşünmeden evet dedim. Beni arayacağını söyledi. Hala hatırlıyorum, telefon gelecek diye o günkü derslere bile girmedim. Tabii ki beklenen şey oldu ve o gün telefon falan gelmedi. Ben de kös kös eve döndüm.

Ancak ertesi gün arkadaşım “Emre yarın buraya 16:00 gibi görüşmeye gelir misin?” dediğinde, iş görüşmesi takım elbisesini çıkartıp, temizlenmesi gerekiyor mu diye kontrol etmeye başladım. Hani o üniversitenin son yıllarında, iş görüşmelerinde lazım olur diye alınan, senede bir kez giyebilmek için saçma sapan etkinliklere katıldığınız takım elbise.

Takım elbiseyi onaylayıp gömleğe geçemeden aynı arkadaştan bir telefon daha geldi “Emre, yarın sen 15:30 gibi gelebilir misin görüşmeye?” Neden olmasın? Gömlek de tamam, hangi kravat olsun derken bir telefon daha “Emre sen 15:00 gibi görüşmeye gel ama 15:30 da derse girecekmiş gibi hazırlan”

 

Ne?!!

İşte bu şekilde 15:00 da ilk ciddi part time iş görüşmemi yapıp, 15:30 da kollarımı sıvayıp derse girdim. O derste hangi konuyu anlattığımı inanın hatırlamıyorum ama ne anlattığımı biliyorum. Ben böyle problemleri nasıl çözüyorum kısmını anlattım. Kendimi anlattım, o çocukların etraflarından geçip giden hayatın içinden biri olarak o hayatın nasıl bir yer olduğunu anlattım. O ders benim için o kadar keyifli geçmişti ki, o duyguyu bir daha hiç kaybetmemek için o gün öğretmen olmayı seçtim. Ve o gündür hala çocuklara fizik ile birlikte kendimi, etraflarındaki hayatın içinden örnekleri ve uygulamaları anlatıyorum, gösteriyorum.

Bu sebeple ben hiçbir zaman “Emre Hoca” ya da “Emre Öğretmen” olmadım. Hangi kurumda çalışırsam çalışayım öğrenciler bana hep “Emre Abi” dediler. Çoğu zaman anlattığım dersler müfredat ile birlikte kendi tecrübelerimi içeriyordu. Son derece meraklı biri olduğum içinse birçok konu hakkında bilgi sahibiydim. Dolayısı ile çocukların sorularını rahatlıkla cevaplandırabiliyordum. Merak hikaye ile birleşince “Ders yapmıyor ama anlıyorum” diyen öğrenciler ortaya çıkmaya başladı. “Formülleri doğrudan hatırlamasam da hikayeleri hep hatırlıyorum. Bu sayede formülleri hatırlıyorum” diyen öğrencilerin sayısı gün geçtikçe arttı.

Sonuçta burada son çalışmalarımla karşınızdayım. Burada sunduğum şeyler benim yıllar içinde biriktirdiğim, her sene üzerine az bir şey daha eklediğim bilgiler. Her ne kadar bir miktar ücretli eğitimler olsa da, çoğunluğu ücretsiz olarak size sunulmakta. Umarım çocuklarla vakit geçirmekten siz de benim kadar hoşnutsunuzdur ve beraber keyifli zamanlar geçiririz.

Resim Galerisi

Aşağıdaki düğmeye basarak çeşitli organizasyonlarda yaptığım sunumların, atölyelerin, etkinliklerin resimlerine  ulaşmanız mümkün. Yalnız uyarmadı demeyin, bir miktar fotoğraf birikmiş.

Kısa bir özgeçmiş

Buraya kendimi tanıtan uzun bir özgeçmiş yazmak istedim ama herkesin ilgisini çekmeyeceğini düşündüm. O yüzden eğer merak ediyorsanız, aşağıdaki butona basarak özgeçmişimi bulabilirsiniz.

2018-0129-Emre-Ede-012.jpg

Son videolarıma buradan erişebilirsiniz

İlk kitabım olan Eğitimde Oyunlaştırma ve Uygulamaları, 2018'de basıldı. İlk etapta oyunlaştırma fikrinin yeni yeni yükselmesi ve konuyla ilgili çok fazla Türkçe kaynak olmamasından dolayı öğretmenler arasında çok popüler olur diye düşünmüştüm. Kitap içerik olarak oyunlaştırma fikri ve teorisinden bahsediyor olsa da, daha çok işin mutfağı diyebileceğimiz, sınıfta ya da bahçede yapılabilecek etkinlik ve oyunları detaylı olarak anlatıyor. Bu kitabı oluştururken uluslararası camiada bilinen oyunlaştırma uzmanlarının kitaplarından faydalandım ve onların çoğu zaman yüzeysel bahsettiği eğitimde oyunlaştırma kavramına açıklık getirmeye çalıştım. Oyunlaştırma konusunda sadece ülkemizin değil, tüm Dünya'nın uzman kabul ettiği isimlerden biri olan Ercan Altuğ Yılmaz ile çeşitli kongrelerde konuşmacı olarak karşılaştık. Kendisi ile yaptığımız sohbetlerde neler yapabileceğimiz üzerine uzun konuşmalarımız oldu. Neyse uzun lafın kısası, kitabı çeşitli sitelerde bulabilirsiniz ama buradan da edinebilirsiniz. Aşağıdaki buton yardımı ile kitaptan bir tane de siz edinebilirsiniz. Fiyatı kargo dahil 25 TL dir. 

bottom of page